Netanyahu, yaptığı açıklamada İsrail’in Türkiye ile yeniden dostane ilişkiler kurmak istediğini ifade ederken, aynı zamanda geçmişteki ilişkilerin kötüleştiğini de belirtti. ABD yaptırımları nedeniyle Trump,  gündemden düşmezken Bu ikircikli tavır, bölgede yeni bir güvenlik mimarisi oluşurken Türkiye’ye karşı potansiyel bir kuşatma senaryosunu da gündeme getiriyor.

TÜRKİYE-İSRAİL GERİLİMİNDE “SALDIRI ÜSSÜ”İDDASI

Netanyahu’nun “Suriye’nin, Türkiye dahil, hiçbir ülke tarafından İsrail’e saldırı üssü olarak kullanılmasını istemiyoruz” şeklindeki sözleri dikkat çekti. Bu açıklama, dolaylı bir şekilde Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlığını hedef alırken, olası bir askeri iş birliğinin İsrail tarafından tehdit olarak görüldüğünü ortaya koydu.

Ancak Türkiye, bugüne kadar İsrail’e yönelik hiçbir askeri faaliyet gerçekleştirmedi. Aksine, geçmişte İsrail’in İran ve Suriye’ye düzenlediği hava saldırılarında kullanılan savaş uçaklarının yakıt tanklarının Türkiye sınırları içerisine düşmesi, İsrail’in hava sahası ihlalleriyle ilgili en somut örneklerden biri olarak hafızalarda yer aldı.

HARİTA ÜZERİNDEN ASKERİ GERÇEKLİKLER

Suriye haritası üzerinden yapılan değerlendirmelerde Türkiye’nin herhangi bir saldırı üssü oluşturmadığı, aksine uluslararası hukuka bağlı kaldığı belirtiliyor. Eğer Türkiye, Suriye’de bir askeri üs elde eder ve bu üs Suriye hükümetiyle bir Savunma İşbirliği Anlaşması çerçevesinde şekillenirse, o zaman İsrail bunu doğrudan kendisine yönelik bir tehdit olarak yorumlayabilir.

Bu anlaşmaların içeriğinde “bana saldıran sana saldırmış olur” benzeri bir karşılıklı savunma maddesi yer alması durumunda, Türkiye ile Suriye arasında tıpkı ABD-İsrail ilişkileri gibi stratejik bir bağ oluşması söz konusu olabilir.

SURİYE’DEKİ İSRAİL İŞGALİ VE SESSİZLİK

İsrail’in Suriye’nin güneyindeki toprakları işgal etmeye devam ettiği biliniyor. Ancak Suriye tarafından bu işgale karşı herhangi bir diplomatik veya askeri tepki verilmemesi, bölgedeki dengelerin ne denli karmaşık hale geldiğini de gösteriyor. Bu sessizlik, bazı çevrelerce Suriye’nin iç siyasi zaaflarına bağlanıyor.

AZERBAYCAN KAYNAĞINDAN ŞOK İDDİA

Azerbaycan’daki Kafkas Araştırmaları Merkezi’nden sızdırılan bilgilere göre, ABD eski Başkanı Donald Trump’ın Nisan sonunda Suudi Arabistan’a yapacağı ziyarette, Suriye’deki üst düzey bir isim olan Ahmet Efendi Şara ile görüşeceği öne sürülüyor. İddiaya göre Trump, Şara’ya “etrafındaki Türkleri ve Türk etkisindeki askerî unsurları temizle” talimatını iletecek.

Ayrıca ABD, Arap ülkelerine Türkiye’ye mali yardım yapılmaması yönünde telkinlerde bulunduğu ifade ediliyor. Bu da Türkiye’nin bölgedeki nüfuzunun kısıtlanması için ekonomik ve diplomatik baskıların artabileceğini gösteriyor.

ABD’İN ORTADOĞU ÖNCELİKLERİ: İSRAİL’İN GÜVENLİĞİ İLK SIRADA

ABD’nin Orta Doğu’daki üç temel hedefi olduğu vurgulanıyor:
1- İsrail’in bekası ve güvenliği,
2- Enerji kaynaklarının Batı’ya kesintisiz akışı,
3- ABD ve müttefikleri dışında bölgede başka bir başat gücün ortaya çıkmaması.

hakimiyet’in aktardığı ahberde: Bu çerçevede değerlendirildiğinde, ABD’nin Türkiye ile ilişkilerinde öncelikli olarak İsrail’in çıkarlarını korumaya çalıştığı, Türkiye’nin çıkarlarıyla örtüşen noktaları ise ikinci planda tuttuğu net şekilde görülüyor.